Dün Türkiye Kupasının finalini izledim.İzlerken de bir şeyi
fark ettim.Bazen önemli ayrıntıları gözden kaçırıyor ve oyunu (artı oyuncuları) mali kriterler ile değerlendiriyoruz.Bu tavrımız doğru mu? diye düşünürken soruyu maçın sonunda kazanan takım yanıtladı.
Maça Banvit hızlı başladı.Can Maxim’in baskısından
etkilenmeyen Theodore’un yaratıcılığı ile ilk periyotta farkı 10 sayı üzerine
kadar çıkarttılar.Anadolu Efes’in maçın başında bulduğu geçiş hücumlarını da
kestiler.Fark 10 sayının üstüne çıkınca Dunston’ı pota dışına itmek için Kulig’i
oyuna aldılar.İlk çeyreği 23-14 önde tamamladılar.Anadolu Efes’in tempo
yapmasına izin vermediler.
2. çeyrekte Doğuş’un baskısı da Theodore’u yıldıramadı.Yine
de Doğuş’un kritik hücumlarda rol oynayarak takımın skoruna katkısı oldu. Dış
şutlar ile farkı kapatan savunmasını bir seviye üste çıkartan taraf Efes olurken, Banvit
tempoyu kontrol etmeye devam etti. Fizik güçleri her iki pota altında da
onların daha rahat ribaunt almalarını sağladı ve devreyi 38-32 önde bitirdiler.
Anadolu Efes 3. çeyrekte Heurtel ile etkili olmaya çalıştı.
Theodore’un baskı karşısında yıpranmaması için Tolga Geçim topu hücum sahasına
getirdi. Banvit hücumları daha kısır hale gelirken Anadolu Efes rakibin bu skor
kaybını değerlendiremedi. Farkı bir ara 2 sayıya kadar düşürseler de Banvit
ikili oyunlar ile tekrar oyunun momentumu eline aldı.14-12’lik periyot skoru ise
kısırlığın göstergesi oldu. 52-44
Son çeyreğin başında Banvit oyunları Theodore üzerinden
oynamaya başladı. Orelik’in ritm bulup üst üste 2 dış şutu sokmasıyla farkı 9
sayıya kadar çıkarttılar. Honeycut’ı da beş faulle oyun dışına çıkarttılar.
Çeyreğin sonlarında Tolga oyuna girip topu hücuma taşıyan isim olmaya devam
etti. Efes bir ara organize hücum edebilmek için 3 oyun kurucuyla sahadaydı. Derrick
Brown’ın gayreti ile 1:50 kala fark 3 sayıya kadar düşse de Granger’ın amatörce
yaptığı sportmenlik dışı faul belki de
oyunun sonuydu. Bu faulün ardından topa sahip olan Banvit’te Chappel (çok iyi
spacing sonundaki ) dış şutu sokarak farkı tekrar açtı. Ardından Kulig’in faul
atışları ve son dış şutu sokan Orelik’le skoru 75-66 yapıp kupayı aldılar.
Kupa’nın kazananlarından en önemlisi Saso Filipovski oldu.
Sloven koç inandığı sistem ve inandığı oyuncular ile bu kupayı kazandı.
Perasovic’e maç başında ve maç içinde bir çok kez üstünlük sağladı. Örneğin
Saso oyunu sürekli kontrol etti,hücumu yavaşlattı. Hırvat koç ise karşı hamle
yaparak oyunu koş koşa çevirecek cevabı veremedi. Perasovic’in maçın başında Alex Kirk’ü dışarıda tutarak rakibin fizik ve ribaunt üstünlüğünü öngörememiş olması da ayrı
bir hataydı. Dış şutu istikrarlı olan ve Euroleague'de %40 ile 3 sayı atan Brandon Paul'de kenarda oturan diğer isimdi.
Kupa’nın bir diğer kazananları ise Banvit oyuncuları.
Theodore hiçbir zaman bu derecede iyi bir oyuncu olarak anılmamıştı. Onun
yükselişi önemli. Tolga Geçim ilk kupasını kazanırken Theodore’u rahatlatan
adam oldu. Bu oyunu hem milli takım için hem de kendisi için büyük kazanç. Organizasyonun
diğer isimleri de yükselen değerler olarak anılıyorlar ve bir kaçını gelecek
senelerde Euroleague’de görme ihtimalimiz yüksek.
Son paragrafa gelirken Banvit’in tüm organizasyonuna
geçtiğimiz yıllardan daha düşük bütçeyle bu kupayı kazandığı için teşekkür
etmek gerekli. Onlar sporda mali gücün her şey demek olmadığının bir kanıtı
daha oldularsa “Bravo Saso Filipovski. Tebrikler Banvit” demekte görevim olmalı. Çünkü eskiler “Marifet, iltifata tabidir” derler.
Saygılarımla.
Giray ÖZKAN
Twitter:@giray73
Devamını Oku